Yeşilyurt Spor Derneği, Büyük Senaryolar ve Cafeler

Okuma süresi: 3 dakika

Bu yazı esasen başlıksız yazdığım bir yazı, “Yeşilyurt Spor Derneği, Büyük Senaryolar ve Cafeler” başlığını ancak yazıyı tamamladıktan sonra atabildim. Haklı olarak “bunların ne alakaları var” diyeceksiniz, buraya nasıl geldiğimi hemen anlatayım.

Sevgili dostum Burak Kurtcebe çok iyi bir araştırmacı, akademisyen aynı zamanda da Yeşilyurt Spor Derneği’nde yöneticilik yapıyor. Yeşilyurt Spor Derneği şu anda BTM 2. Ligde, yani en alt kümede yarışıyor.

Sevgili Burak Hocam geçtiğimiz ay beni sezonun açılış maçına davet etti. Ta çocukluğumdan beri sporu çok severim, davetini kırmadım ve Lefke’ye bu maçı izlemeye gittim.

Açılış maçı olmasının da etkisiyle, tribünler çok kalabalıktı. Maçta da büyük bir heyecan vardı.

Dengeli giden maçta tartışmalı bir pozisyon oldu, benim kanaatime göre de ofsayt olan bir pozisyonda rakip golü buldu ve Yeşilyurt geriye düştü. Buraya kadar her şey sporun doğasında gelişti, ancak golden hemen sonra bir Yeşilyurt taraftarı şu şekilde bağırdı:

“Senaryoyu yazdınız, oynarsınız.”

KKTC’nin en alt ligi olan BTM 2. Lig A grubu açılış maçında bunu duymak beni biraz şaşırttı, hatta itiraf etmeliyim ilk başta biraz da güldürdü.

“Şampiyon olsak ne olacak” diye düşündüm.

Bu söz neden bu kadar aklımda kaldı bilmiyorum, ancak ilerleyen günlerde, biraz da muhabbet olsun diye konuyu Burak’a açtım. Bana beklemediğim bir yorumda bulundu.

Bilindik mizahi tavrını terk ederek “Haklılık payı olabilir, son dakika hakemleri değiştirdiler. İnsanların isyan etmesi doğal” yorumunda bulundu.

Bu yorumdan sonra aklımda neden kaldığını bilmediğim senaryo konusu benim için daha da farklı bir derinlik kazandı.

Akdeniz’in ortasında küçücük bir adanın yarısında yaşayan biz Kıbrıslı Türkler de senaryolardan çok bahsederiz. Kanallarımızda, yazılarımızda, sohbetlerimizde hep üzerimizde oynanan farklı senaryolar konuşuyoruz.

Halbuki BTM 2. Lig’i için yaptığım “kim, neden burada senaryo yazsın” yorumu, büyük ölçekte baktığımızda burada da doğru.

Yani “Dünyanın işi gücü yok bizim refahımızla, varoluşumuzla mı uğraşacaklar?”

Demek ki konu öyle görüldüğü gibi basit değilmiş. Hayat farklı ölçeklerde yaşanıyormuş.

Yani Pendaya’da (Yeşilyurt) yaşayan biri için önemli olan bir maçta senaryo yazıldığını düşünmesi veya Kuzey Kıbrıs’ta yaşayanların da refahımız ve varoluşumuzla ilgili senaryolar yazılıyor demesi benzeşiyor ve normal karşılanabilir.

Peki, senaryo yazıldığı doğru mu? Yoksa, sadece işinde başarısız insanların maçı ve devleti yönettiğini düşünenler mi senaryo yazıldığı görüşünde?

İşte sanıyorum en büyük sorulardan biri de bu.

Başarısız mıyız, yoksa başarısız olmamız mı planlandı?

Cevabı bulursam size söylerim, siz de bulursanız lütfen bana söyleyin. Ancak, cevabın bu ikisi değil de bu ikisi arasındaki gri alanda olduğu görüşünde olduğumu da size söylemeliyim.

Yani düşüncem, ne dünya bizi rahat bıraktı ne de biz kendimizi iyi yönetebildik.

Biz Kıbrıslı Türkler senelerdir bu konuları cafelerde konuşuruz. Hala tam cevap bulmuş değiliz. Cafe demişken, bir de şunu son yorumumu da yapıp tamamlayayım.

Çok duyuyorum, “hani para yoktu, cafeler, meyhaneler hep dolu” yorumları yapılıyor. Bu yoruma bir cevap getirmek istiyorum.

Size cafeler, meyhaneler neden dolu söyleyeyim.

Fukaralıktan.

Evet fukaralıktan.

İnsanlarımız ne ev alabilmek için ne de bir hayat kurmak için para biriktiremiyorlar ki!

Memleket insanı çok zor günlerden geçiyor. Öyle ki, her şeyden kısıyor ve geriye ayda taş çatlasın 1,000 lira kalıyor. Yani aşağı yukarı 40 Sterlin.

Bu 40 Sterlini biriktirip de 1,000 ayda (84 yıl) çok küçük, eski bir 2+1 apartman dairesi peşinde koşturup daha da sinir stres olacağına, bu parayı günde 1 saat bu yaşanan sıkıntılardan kendini izole edebileceği, biraz rahatlayabileceği bir cafeye atıyor.

Bu fukaralıkta daha çok dolup taşan cafe göreceksiniz. Cafeler ancak ekonomi iyileşir, insanlar plan yapabilirse biraz boşalır. Ancak biz plansız, hayalsiz bir toplum olduk.

Cafelerde, meyhanelerde para değil, gençliğimizden, hayallerimizden arttırdıklarımızı harcıyoruz.

Ama geçecek. Size söz veriyorum, geçecek.

Bu memleketin insanı değerlidir ve o değerinin karşılığını alacak.

Bu yazıyı burada noktalayalım.

Sağlığınıza dikkat edin ve lütfen maske takın.

Haberi Paylaş >

Share on facebook
Facebook
Share on twitter
Twitter
Share on linkedin
LinkedIn
Share on whatsapp
WhatsApp
Share on print
Yazdır
Share on facebook
Share on twitter
Share on linkedin
Share on whatsapp

İLGİLİ HABERLER >

DİĞER HABERLER >

Ahmet Aslım

Ahmet Aslım

Memleketimize Yazılar

Barış Önel

Barış Önel

Memleketin Halleri

Cemre Gürdal

Cemre Gürdal

Dünya ve biz

Ceren Tüccaroğlu

Ceren Tüccaroğlu

Memleket Konuları

Damla Kodan

Damla Kodan

Memleket Günlükleri

Erol Ertugan

Erol Ertugan

Dıştan Bakış

Rabia Aslan

Rabia Aslan

Feminist Bakış

Hayri Samer

Hayri Samer

Memleket'te Haftsonu Seansı

Hilmi Arıca

Hilmi Arıca

Adalı Yazılar

Hamit Sakallı

Hamit Sakallı

Tribün Kıbrıs

Mert Akkaya

Mert Akkaya

Tarihsel Bakış

Merve Yiğiter

Merve Yiğiter

Toplumsal hak ve özgürlük

Tandoğan Yalkut

Tandoğan Yalkut

Memleket'te Ekonomi

Merve Soygazi

Merve Soygazi

Sosyal Medya ve İletişim

ANKET >

Anketler çok yakında güncellenecektir.