Yanıyoruz – Tandoğan Yalkut

Okuma süresi: 2 dakika

Sıcaktan değil…

Derdimiz çok başka.

Ne yazmakla bitecek ne anlatmakla. Ne kaybedilen canlarla, ne de kaybedilecek olanlarla.

“Üstümüzde lingiri oynarlar “ diye bir cümlesi vardır Kıbrıslıların.
Lingiri: En az iki kişi ile genelde erkek çocukların oynadığı bir oyundur. Bir küçük ve bir büyük değnek ile açık mekânlarda genel olarak yaz, ilk ve sonbahar mevsimlerinde ve gündüzleri oynanmaktadır. Sayışma, yaş mı kuru mu veya yazı, tura yöntemleri kullanılarak oyuna başlanır. Oyun sonunda “balluga” ödülü vardır. İzleyiciler bulunabilir. Bu oyun Türkiye’de “çelik çomak” olarak bilinen oyundur.

Bu tanımı verdikten sonra “üstümüzde lingiri oynarlar” tabiri aslında o büyük değnek ile oynanan oyunda ne değnek ne de ödülden nasip almamak demektir.

Aslında bu hep böyle gitti. Üstümüzde lingiri oynanmasına biz izin verdik. Biz verdikçe izni onlar oynadılar. Ne değnek olduk, ne de ödül.
Bu alışkanlıklarla birlikte hep tören olacak diye yol süpürdük, şimdi yeni yollar yapılıyor misafir gelecek diye, hummalı bir çalışma, yetiştirilmeye çalışılıyor yamalama işleri. Yollarda can pazarları kurulmuş sanki. Dünyanın bir ucundan buralara gelen emekçiler en ufak bir işaret olmadan o yollarda trafiğin çok da hızlı aktığı yollarda yolların içerisinde çalışıyorlar. Ne bir işaret ne bir uyarı.

Aynı yollarda çalışan makineler , aletler tahtalar yollarda atılmış durumda arabalar geçiyor. Yollar can pazarına dönüşmüş. Geçiyoruz oraları şehre merkeze giriyoruz, girmez olsaydık. İki şeritli yollar kimin nerden gittiği kimin nerden geldiği belli değil. Yollar dolu yetmiyor artık, çok net bağırıyor yetmediğini. İnsanlar yollara sığmıyor. Bu sıkışıklıkta yaşanan kaza onu görmezden gelip ilerlemeye çalışıyorum. Biraz ilerde bir polis arabası başka kazaya bakıyor.

Bir zamanlar Mısır’a gitmiştim. Zaman zaman o keşmekeş geliyor aklıma mideme ağrılar giriyor nerde hata yaptık diye.

İşim gereği sürekli dairelerle bağlantımız oluyor, memur arkadaşlara bakıyorum ciddi anlamda yardımcı düzgün memurlar varken, anası babası yaşında insanlara hakaret yağdıranları da görüyorum. Kendi anama babama yapılmış gibi kavga edesim geliyor ama ne mümkün.
Sendikalara bakıyorum , memleketin sorunları kendi çıkarları ile ters teptiğinde yolları dağıtanlar halka yapılanları neden göremiyorlar.
Siyasi partiler hala daha üç maymun sembol olmuş durumda onlara.
İktidar misafircilik oynuyor, muhalefet ben küstüm oyunu bozun diyor. Ne komiğiz aslında. Trajikomik.

Halk aslında siyasetin politikanın en alasını kendi yapıyor. Sendikalardan partilerden farkı yok. Takım tutar gibi bağlıyız düzene, kendi menfaatleri ön planda, sosyal sorunlara karşı kimsede zerre hassasiyet yok.

Biz bizden gitmişiz aslında.

Çok yazık olmuş. Ama bunu çok geç anlayacağız.

Haberi Paylaş >

Share on facebook
Facebook
Share on twitter
Twitter
Share on linkedin
LinkedIn
Share on whatsapp
WhatsApp
Share on print
Yazdır
Share on facebook
Share on twitter
Share on linkedin
Share on whatsapp

İLGİLİ HABERLER >

DİĞER HABERLER >

Ahmet Aslım

Ahmet Aslım

Memleketimize Yazılar

Barış Önel

Barış Önel

Memleketin Halleri

Cemre Gürdal

Cemre Gürdal

Dünya ve biz

Ceren Tüccaroğlu

Ceren Tüccaroğlu

Memleket Konuları

Damla Kodan

Damla Kodan

Memleket Günlükleri

Erol Ertugan

Erol Ertugan

Dıştan Bakış

Rabia Aslan

Rabia Aslan

Feminist Bakış

Hayri Samer

Hayri Samer

Memleket'te Haftsonu Seansı

Hilmi Arıca

Hilmi Arıca

Adalı Yazılar

Hamit Sakallı

Hamit Sakallı

Tribün Kıbrıs

Mert Akkaya

Mert Akkaya

Tarihsel Bakış

Merve Yiğiter

Merve Yiğiter

Toplumsal hak ve özgürlük

Tandoğan Yalkut

Tandoğan Yalkut

Memleket'te Ekonomi

Merve Soygazi

Merve Soygazi

Sosyal Medya ve İletişim

ANKET >

Anketler çok yakında güncellenecektir.