Yüzyıllar boyunca pek çok farklı medeniyete ev sahipliği yapmış, uğruna nice savaşlar verilmiş, acı dolu, bölünmüş ve tarihi mücadele kokan bir adada yaşıyoruz.
Tarihi bilmek, tarihi öğrenmek oldukça güzeldir ancak objektif ve doğru şekilde anlatılırsa güzeldir. Tarih tek taraflı olarak ele alınamaz. Tarih, gerçekler göz ardı edilerek anlatılamaz.
Son günlerde epeyce gündem olan ‘Bir Zamanlar Kıbrıs’ dizisini ele alalım. Dizinin ilk tanıtımlarından tek taraflı kayıplar verilmiş ve olayları tek bir taraf başlatmış gibi yansıtıldığını görüyoruz.
Oysaki kayıplar tek taraflı yaşanmıyor. Olaylar da tek taraflı yaşanmıyor.
Kıbrıs’ın tarihi sadece bu olaylardan ibaret de değil. Bir örnek verecek olursak, Derviş Ali Kavazoğlu ve Kostas Mişaulis iki toplumun barış içinde yaşamalarını savunduklarından dolayı öldürüleceklerinden bahsedilecek mi? Yoksa sadece nefret empoze edilmeye mi çalışacak?
Ancak, asıl önemli soru bizim tarihimize gerçekten sahip çıkıp çıkmadığımız. Bir nesil tarihimizi gerçekten doğru ve objektif bir şekilde biliyor. Peki ya gelecek nesiller? Tarihimizi bilmeyip öğrenmek isteyenler?
Tarihimizi bizden daha iyi kim bilebilir? Kendi kültürümüzü, kendi yaşanmışlıklarımızı, acılarımızı, sevinçlerimizi bizden daha iyi kimse anlatamaz. Kimse de bilemez. İşte bu yüzden tarihimizi doğrusuyla biz anlatmalıyız. Bir başkası değil. Her konuda susup, sessiz kalmayı tercih ediyoruz. Tarihimize sahip çıkmakta da mı sessiz kalacağız?