Pozitif bir hikaye – Mert Akkaya

Okuma süresi: 4 dakika

İnsanoğlu birbiriyle iletişim kurmaya başladığı günden bugüne kullandığı belli başlı kelimeleri ve cümleleri vardır. Belki bunların bir kısmı selamlaşma, hal ve hatır sorma, mangal muhabbeti, günlük dedikodular gibi alışkanlıklar içerisinde kullanılan belli kelimelerin tarihi çok eskiye dayanmakta olabilir. Ancak bugün kurcalamak istediğim kelime ise ‘pozitif’ kelimesidir.

Pozitif kelimesi Latin kökenli bir kelime olmakla beraber 14.yüzyılın başlarında “resmi olarak konulan, karar verilen veya yasallaştırılan” anlamında ön plana çıkmaktaydı ve asıl kastettiği ise doğal olanın tersi anlamındaydı. 13.yüzyıl içerisinde Eski Fransızca içerisinde kullanımı ise doğrudan Latincedeki “positivus” kelimesi üzerinden gelmektedir ve anlamı ise anlaşma ile kararlaştırılmış anlamında kullanılmaktadır.

15.yüzyılın ortasından itibaren ise “mutlak” anlamında kullanılmaya başlandı. Felsefedeki anlamı “yalnızca gerçeklerle ilgilenme” olarak kayıtlara geçmiştir. İlerleyen zaman içerisinde pozitif kelimesi hızla birçok anlam kazanmaya başladı.

1590 yılında olumlu, iyi anlamında kullanılmaya başlanmıştır.

1610 yılında “kendine özgü karaktere sahip olma” anlamında kullanılmaya başlanmıştır.

1704 yılında “sıfırdan büyük” yani matematiksel anlamını kazanmıştır.

1755 yılında elektriksel yük anlamını kazanmıştır.

1853 yılında “negatifin tersi” anlamını kazanmıştır.

2019 sonu 2020 yılının başından itibaren ise SARS-CoV2 virüs testi sonuçlarında sıkça görünen pozitif, negatifin tersi olma durumunu sürdürürken aslında olumlu ve iyi anlamına gelme anlamını kaybetmiştir. Artık insanlar için pozitif olmak iyi bir düşünce değildir. Bu durumu kendi açımdan değerlendirmek ve pozitif kelimesinin benim açımdan nasıl olumlu ve iyi olan anlamını kaybettiğini sizlerle paylaşacağım.

Öncelikle kendi temaslılarımın hepsinin negatif olduğunu ve maske, mesafe ve temizliğin ne kadar önemli olduğunu görme fırsatı bulmuş oldum. Ayrıca Covid-19’a zamanımın büyük çoğunluğunu evde geçiren ve zaruri ihtiyaçlar dışında evden çıkmayan biri olarak yakalandığımı da belirtmek istiyorum. Tabi bu yazı da şu an pozitif kelimesinin değişimi üzerinde duruyorum ancak aynı şekilde zaman içerisinde negatif kelimesinin de olumsuz anlamını sırtından atarak olumlu bir anlam taşımaya geçen serüvenini unutmamalıyız.

Her şeyden önce günümüzde pozitif kelimesiyle birlikte gelen ilk düşünce ‘peki son görüştüğüm insanlar ne durumda’ şeklindedir. İnsanın aslında kendini unutarak çevresine odaklandığı bir zaman dilimidir. Tabi bunları yaparken belli kontrollerden ve ciddi şekilde anlam verilemeyen hastane beklemeleri sırasında yapılıyor olmasıdır. Çünkü hastane çalışanları 12 saat ve üzerinde vardiyalar yaptıkları için tükenmiş durumdadırlar. Onlara suç bulduğum yok, asla yanlış anlaşılmak istemem. Onların bu halde olmasına sebep olanlaradır yakarışım.

Hastane evresi bittikten sonra kalacağınız, size bakılmasını beklediğiniz yere gittiğinizde ise karşınızda “pozitif” oluşunuzdan -normal olarak- korkan ve size artık normal bir insan olarak yaklaşılmayan bir tutum görmektesinizdir.

Ancak bunlar sadece başlangıç ve insanın kendi içinde yaşamış olduğu “acaba” ile başlayan sorulardan kurtulmasına kadar devam eder. Peki insan bu sorulardan nasıl bir an olsun uzaklaşır? Tedavi olmasının gerekliliği ile ilaç içmek zorunda olduğunu hatırladığı zaman uzaklaşır. İlaç içmek için ne gereklidir? Genellikle su tercih ve tavsiye edilir. Ancak otel çalışanları yoğunluktan size su getirmeyebilir ya da unutabilir, hatırlatsanız bile getirmeleri birkaç saati alabilir.

Bakıldığında normal zamanda turistlere konaklama hizmeti veren yerler, iyileşme tesisine dönüşmüştür. Tek dileğim bu konaklama amacı ne olursa olsun herkese eşit muamele yapılmasıdır. Çünkü her bir hasta için devlet tarafından otellere ödenen tutar aynıdır. Ancak oteller arasındaki hizmet bakımından ciddi farklılıklar olduğunu bizzat gördüm.

Öncelikle geldiğim iyileşme tesisinde şanssızlık yaşadığımı sandım. Ancak başka yerlerde kalan insanlarla konuştuktan sonra öğrendim ki benim kaldığım yerle benzerliği bulunan konaklama yerlerinin sayısı az değilmiş.

Temiz kalmak için kişisel temizliğe şartlar el verdikçe dikkat edilmelidir. Ancak bunun için gerekli malzemelere de ulaşılması gerekmektedir. Tanıdığım diğer pozitif olan insanların bana aktardıkları arasında öğrendim ki ekstra temiz havlunun gelmesi için neredeyse tüm gün resepsiyonla konuşmak zorunda kalmıştır. Bunun gibi olayların yaşanması ciddi sorunlardır.

Peki aksaklıklar bunlarla mı sınırlıydı? Tabi ki hayır!

Prosedür gereğince, arka arkaya iki gün negatif test sonucu çıkması halinde on dört günlük ev karantinası uygun görülmektedir. Yani iyileşme tesisi konaklamasının sonu anlamına gelmektedir. Benim yaşadığım ise biraz daha farklıydı.

İlk yapılan PCR testinin negatif sonuçlanmasının ardından bir gün sonra tekrardan test yapılması ve onun da negatif sonuçlandığı taktirde evimde on dört günlük karantinama gitmeyi planladığım o gün bana PCR yapılması unutulmuştu.

Bu durum belki hemşirelerin gözünden kaçtı, belki de onlara gelen kağıtlar içerisinde açıkça belirtilmemişti. Hasta ile iyileşme tesisi içerisinde kalan hemşire arasındaki bağlantıyı sağlayan resepsiyon görevlisi ise işini doğru yapmamasından ötürü ne yazık ki öğleden sonraya kadar hemşirelere ulaşamadım.

Günün sonunda hemşirelere ulaşmayı başarmamın ardından yapılan yanlışlık fark edilmiş ve telafi edilmeye çalışıldıysa da eve dönüş bir gün daha aksamıştır.

Bu süreç boyunca sorumluların sorumluluklarını yerine getirmediği ve sorunların üst üstte binerek başka sorunlar yarattığını görme fırsatım oldu. Hem de bunların hepsini en pozitif haldeyken görmüş oldum.

Hiç kimse benim ve çevremdekilerin yaşadığı sıkıntıları tekrardan yaşamaması dileği ile bu satırları yazıyorum.

Haberi Paylaş >

Share on facebook
Facebook
Share on twitter
Twitter
Share on linkedin
LinkedIn
Share on whatsapp
WhatsApp
Share on print
Yazdır
Share on facebook
Share on twitter
Share on linkedin
Share on whatsapp

İLGİLİ HABERLER >

DİĞER HABERLER >

Ahmet Aslım

Ahmet Aslım

Memleketimize Yazılar

Barış Önel

Barış Önel

Memleketin Halleri

Cemre Gürdal

Cemre Gürdal

Dünya ve biz

Ceren Tüccaroğlu

Ceren Tüccaroğlu

Memleket Konuları

Damla Kodan

Damla Kodan

Memleket Günlükleri

Erol Ertugan

Erol Ertugan

Dıştan Bakış

Rabia Aslan

Rabia Aslan

Feminist Bakış

Hayri Samer

Hayri Samer

Memleket'te Haftsonu Seansı

Hilmi Arıca

Hilmi Arıca

Adalı Yazılar

Hamit Sakallı

Hamit Sakallı

Tribün Kıbrıs

Mert Akkaya

Mert Akkaya

Tarihsel Bakış

Merve Yiğiter

Merve Yiğiter

Toplumsal hak ve özgürlük

Tandoğan Yalkut

Tandoğan Yalkut

Memleket'te Ekonomi

Merve Soygazi

Merve Soygazi

Sosyal Medya ve İletişim

ANKET >

Anketler çok yakında güncellenecektir.