Meclis ses ver! Ne oldu bizim Ev İçi Şiddet Yasası? – Hilmi Arıca

Okuma süresi: 4 dakika

Sözde “kültür, gelenek-görenek ve dini” baz alarak toplumsal cinsiyet eşitliğine karşı çıkmak, kadına yönelik şiddet uygulamak birer insan hakları ihlali suçudur. Büyük bir utançla belirtmek isterim ki hem toplumsal cinsiyet eşitliğinin ihlali hem de kadına yönelik şiddet bizim toplumumuzda da var oldu ve bu sorunlar var olmaya da devam ediyor.

Yapılan araştırmalara göre ülkemizde her üç kadından biri hala daha ev içi şiddete maruz kalıyor. Toplumumuzun hala daha ciddi bir kısmı ise bu şiddetin sadece fiziksel şiddetten ibaret olduğunu sanıyor. Halbuki fiziksel şiddetin yanında psikolojik şiddet, ekonomik şiddet ve cinsel şiddet gibi şiddet türleri de bu evi içi şiddet başlığının altında önemli yüzdeliklerle yerini alıyor.

Örneğin, kadınlarımızın %48’i eşinin davranışları ve sözleri ile kendini kötü hissetmesiyle ve %42.2’si karanlıktan sonra eve gelmeme konusunda baskı hissetmesiyle birer psikolojik şiddete maruz kaldıklarını görebiliyoruz. Her 10 kadından 1’ri eşinin borcuna kefil olmakla zorlanıp ekonomik şiddete maruz kalıyor. Kıbrıs’ın kuzeyinde kadınların %39’u bir arkadaşının ya da komşusunun cinsel şiddete uğradığını söylüyor. Yine ülkemizde kadınlarımızın %46.4’ü eşi tarafından en az bir kez tokat yiyerek fiziksel şiddete uğradığını dile getiriyor.

Derneklerin aldıkları insiyatiflerle bu konu ile alakalı olarak çok yol kat edildi. 2018 yılında Kadından Yaşama Destek Derneği (KAYAD) öncülüğünde 25 örgütün katılımı ile Ev İçi Şiddetle Mücadele Ağı kuruldu ve 2014 yılından itibaren Ev İçi Şiddet Yasa tasarısı 25 Kasım 2020 tarihinde dönemin meclis başkanı Teberrüken Uluçay’a teslim edildi.

Ev İçi Şiddet Yasası tüm evi içi şiddet türlerini açıkça tarif edip suç kapsamına koymakla beraber yalnız bu şiddet türlerini uygulayanları cezalandırmak için değil, aynı zamanda ev içi şiddeti önlemek, gerekli desteği ve dayanışmayı şiddet direnişçisine sağlamak için gereklidir. Bu yasa ile polis mahkemeye başvurmaksızın şiddet uygulayıcıyı evden 24 saatliğine uzaklaştırabilecek, şiddete uğrayan bireylerin barınma giderleri ve çocukları olduğu takdirde çocuklarının kreş masrafları devlet tarafından karşılanabilecektir. Yasanın sunduğu fırsatlar doğrultusunda sadece KKTC vatandaşları değil, Kıbrıs’ın kuzeyinde şiddete uğramış tüm kişiler adli destek alabilecektir.

Yapılan araştırmalara göre toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin neden olduğu başlıca sorunlardan biri kadına yönelik şiddettir, ve yine aynı araştırmalara göre erkeklerin kadınlara kıyasla toplumsal cinsiyet eşitliği algısı daha düşüktür. Tüm sorunları ortadan kaldırabilmek için çocuklarımıza küçük yaşta sağlıklı ilişkiler ve toplumsal cinsiyet eşitliği ile alakalı eğitim vermek önemlidir. Bu bağlamda, Ev İçi Şiddet Yasası ile çocuklarımıza sağlıklı ilişki ve toplumsal cinsiyet eşitliği eğitimi zorunlu hala gelecektir.

Yukarıda bahsettiklerim elbette ki yasanın topluma sunduğu fırsatların sadece küçük bir bölümüdür. Toplumumuz için büyük bir öneme sahip olan yasanın meclise tesliminden 4 ay geçmesine rağmen hala daha meclisin komitesine dahi gelememiştir. Bunun nedenini biz de bilmeyi çok isterdik, ama ne yazık ki bu gecikme ile ilgili hiçbir bilgi paylaşılmadı. Anlayacağınız kimselerden ses yok!

Nerede her 8 Mart günü toplumsal cinsiyet eşitliğinden bahseden, kadının toplumdaki önemli yerini dile getiren, 5 dakikalık kısa filmlerle kadınların emeğinden dem vuran siyasilerimiz, milletvekillerimiz? Nerede Türkiye Cumhuriyeti’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekildiği için sosyal medyayı değerli paylaşımlarla renklendiren eşitlikçi ve aydın insanlarımız? Nerede İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmenin kabul edilemez bir şey olduğunu dile getiren siyasi partilerimiz, o partilerimizin kadın kolları ve gençlik kolları? Neredesiniz? Niye aynı hassasiyeti Evi İçi Şiddet Yasa’mızın meclisten biran önce geçmesi yönünde göstermiyorsunuz?

Evet, kadınlara yönelik her türlü şiddete karşı olduğumuz, toplumsal cinsiyet eşitliğine inandığımız için İstanbul Sözleşmesi’ni desteklemek çok önemli, fakat ülkemizde de her 3 kadından 1’inin şiddete uğradığını bile bile Ev İçi Şiddet Yasası’nın bir an önce meclisten geçmesi için çaba göstermemek de ayrı bir ironi.

Önceki paragrafta siyasi partilerin yasamıza destek vermediğini dile getirdim, fakat haksızlık yapmak istemiyorum. Meclis içinde Ev İçi Şiddet yasamızı dile getiren, ivedilikle meclisten geçmesini isteyen tek parti Toplumcu Demokrasi Partisi oldu. Mecliste 6 siyasi partinin bulunduğunu da hatırlatmadan geçemeyeceğim.

Bitirirken, Ev İçi Şiddet Yasası’nın meclisten ivedilikle geçmesi için verilecek her bir destek hiç şüphesiz ki bir toplumun dönüşmesine vesile olacaktır. Çünkü biliyoruz ki Ev İçi Şiddet Yasa’mız meclisten geçtiği takdirde İstanbul Sözleşmesi gibi yaşatacaktır, ve çünkü biliyoruz ki “Yasa Varsa Yaşam da Vardır”!

Haberi Paylaş >

Share on facebook
Facebook
Share on twitter
Twitter
Share on linkedin
LinkedIn
Share on whatsapp
WhatsApp
Share on print
Yazdır
Share on facebook
Share on twitter
Share on linkedin
Share on whatsapp

İLGİLİ HABERLER >

DİĞER HABERLER >

Ahmet Aslım

Ahmet Aslım

Memleketimize Yazılar

Barış Önel

Barış Önel

Memleketin Halleri

Cemre Gürdal

Cemre Gürdal

Dünya ve biz

Ceren Tüccaroğlu

Ceren Tüccaroğlu

Memleket Konuları

Damla Kodan

Damla Kodan

Memleket Günlükleri

Erol Ertugan

Erol Ertugan

Dıştan Bakış

Rabia Aslan

Rabia Aslan

Feminist Bakış

Hayri Samer

Hayri Samer

Memleket'te Haftsonu Seansı

Hilmi Arıca

Hilmi Arıca

Adalı Yazılar

Hamit Sakallı

Hamit Sakallı

Tribün Kıbrıs

Mert Akkaya

Mert Akkaya

Tarihsel Bakış

Merve Yiğiter

Merve Yiğiter

Toplumsal hak ve özgürlük

Tandoğan Yalkut

Tandoğan Yalkut

Memleket'te Ekonomi

Merve Soygazi

Merve Soygazi

Sosyal Medya ve İletişim

ANKET >

Anketler çok yakında güncellenecektir.