Günümüzde birçok ülkede siyasi parti tanımı yapılırken hedef kitle, ideoloji ve siyasi duruşlarına göre genellikle sağ, sol veya merkez (liberal) parti olarak nitelendirilir, günümüzde değişen siyasi iklim ile birlikte merkez-sağ/merkez-sol tanımı ağırlıkta…
Ancak, yavaş yavaş büyüyen ve sesini duyuran bir parti türü var ki, ezberlerleri bozuyor, iktidara gelmekten ve siyasi yozlaşmaya kapılmaktan ziyade, kendi dünyasında faaliyet gösteren, ancak hepimizin önemsemesi gereken konular ile ilgili dikkat çekiyorlar, Yeşil Partiler…
Siyasi eğilim olarak sol ideoloji ile bağdaştırılan Yeşil Partiler başta çevre ile alakalı konular (küresel ısınma, biyo-çeşitlilik gibi) olmak üzere sosyal (toplumsal) adalet, katılımcı demokrasi ve cinsiyet eşitliği gibi konulara dikkat çekiyor ve etkilerini arttırıyorlar…
İlk olarak 1970’lerde kurulan ve 1990’lı yıllardan itibaren örgütlenmeye başlayan ve farklı ülkelerde farklı isimler ile yer alan Yeşil Partiler günümüzde, en büyük örgütlenmeleri olan ve 2001 yılında kurulan Global Greens oluşumu ile tam ve kısmi üyeler ile birlikte 100’den fazla ülkede parti ve dünya üzerinde 400’den fazla milletvekili ile temsil edilmekte..
Tek oluşum bu değil, örneğin Avrupa Parlamentosu içerisinde European Green Party adı altında ayrıca bir siyasi parti oluşumu var. Türkiye’de Yeşil ve Sol Gelecek Partisi, Kıbrıs Cumhuriyeti’nden Kıbrıs Yeşil Partisi (Movement of Ecologists) en yakınımızdaki iki örnek. Adamızda bulunan tek yeşil parti, o ki 30 Mayıs 2021 tarihinde gerçekleşen milletvekili (genel) seçimlerde 15 binden fazla oy ve %4 civarında bir oy oranına sahip olup 3 milletvekili çıkardı…
Kuzey Kıbrıs’a geldiğimizde görüyoruz ki Yeşil Parti veya benzeri bir siyasi parti oluşumu olmadığı gibi, çevresel bir konu, hatta felaketi ancak sivil toplumun icraatları ve/veya medya aracılığı ile yaratılan gündem ile takip edebiliyoruz…
Geri dönüşüm ve yenilebilir enerji gibi omurgalaşmış uygulamalarda bile yeteri kadar bilinçlenmemek ile beraber, gelişen ülkeleri ancak geriden takip ediyor veya etmeye çalışıyor, genel olarak çevresel felaketleri önlemekte/tedbir almakta geç kalıyoruz.
Çevre ile alakalı veya çevreyi korumaya yönelik politika ve çalışmalar yürütmek için belki Yeşil Parti oluşumu şart değil, ama gelişen dünyaya ayak uyduramadığımız, adamızda yaşayan tüm canlılar ve doğa için yeterli ve sürdürebilir politikalar üretemediğimiz inkar edilemez bir gerçek. Konu çevre olunca adada yaşayan herkesin aynı gemide olduğunu hatırlayarak, Kuzey Kıbrıs’ta yeşil günler görmek dileğiyle…