Heycandan …
Utanmaktan…
Üzüntüden…
Siz hangisini hissettiniz en son bilemedim ama. Allah utanarak boğazın düğümlenmesini kimseye yaşatmasın.
Yaklaşık 1 ay kadar önce şu soruya cevap aradım. Eğer ben İspanya‘ya ya da dünyanın başka bir ülkesine , evet Tayland’a ya da Çin’e gitmek istesem, elimde bulunan Kıbrıs Cumhuriyeti pasaportum ile işlemlerimi tamamlar, param varsa biletimi alır giderim. Ancak dönem biraz kaotik. Pandemi ve aşı olma zaruriyetlerini arıyor ülkeler.
Ne yapacağız peki. Diyelim ki istemesek de aşımızı olduk ve meşhur “ADAPAS”’ımızı aldık. Bir elimde Kıbrıs Cumhuriyeti pasaportu, diğer elimde Adapas. O yukarda bahsettiğim ülkelerden hiçbiri kabul etmedi bizi. Neden? Adapas sadece bu bölünmüş toprakların kuzey tarafı için geçerli hade zorladık, Limasol’a dayandık ama çıkamadık adadan dışarı.
Yine ya size Türkiye’nin vereceği bir denklik belgesi ya da yine Güney Kıbrıs’a gidip Kıbrıs Cumhuriyeti’nin denkliğini almak gerekecek.
Yani siz Birleşmiş Milletlerin genel merkezinin karşısına istediğiniz katına yerleşseniz de olmuyor hatta BM genel merkezinin damına çıkıp bayrağı sallasanız da olmuyor.
Realiteler var dünyada.
Bir takım da kendimizi avuttuğumuz sözler.
Ancak her ne dönemde olursanız olun. Realiteler ve Dünyanın kabul ettiği uluslararası antlaşmalar var.
İnin artık aşağı.
Ayaklarınız yere bassın da size bir başka şey daha söyleyecek bu memleketin insanları. Belki boğazınız düğümlenir…
9 yaşında oğlum son zamanlarda sık sık telefonumu alıp bir işim var derdi. Bende çok bakmadım. Güvendim ona. Yanlış yapan bir çocuk değil. Genelde doğru yapan bir adam gibi. Birkaç gün sonra mesajlarımı karıştırırken bir baktım boğazım düğümlendi. Asya bebek yazıp bir yerlere mesaj atmış bir çok defa.
Şimdi o Asya bebeği her siyasi kimlik alet edecek acımasız ve kirli oyunlarına. Kimisi ben daha çok yardım yaptım diyecek, kimisi onla çekilmiş resimleri pompalayacak.
Ne yaptınız Asya için , ne yaptınız bundan sonraki Asya’lar için. Ne devlet olabildik ne düzen kurabildik. Kendi çocuğumuzu alet ettik belkide başka toplumlarına siyasi oyunlarına. Belki de Güney Kıbrıs Yönetimi de bunu alet olarak kullanacak. Türkiye her başı sıkışanın gideceği ilk noktadır. Ancak Devlet arkanda durmazsa oralarda kimse duramaz. Boğulur ödeyemez hastane masraflarını. Şimdi duydum Asya tekrar memleketine dönüyor. Umarım o uçaklara tez zamanda sağlıklı ve seyahat amaçlı biner bu minik can.
Şimdi ben düğüm düğüm boğazımla yazarken , aklıma bizim üzerimizde oynanan birçok oyun geliyor. Figüran bile olamadığımız oyunlar. Şimdi gurur duyabilirsiniz kendinizle ve eserinizle.
Çünkü hissediyorum ki en başta yazdığım, utanma, memlekete karşı bir heyecan, ya da gelecekle ilgili bir korku yok sizde bu nedenle boğazınızın düğümlenmesini beklemek çok bir anlam ifade etmiyor.
Biz bittik. Yaşayabildğimiz kadar olacağız sadece…
