Uğur Dündar, Atilla Peker’in Kutlu Adalı cinayeti ile ilgili itirafları üzerine konuştu

Okuma süresi: 3 dakika

Gazeteci Uğur Dündar, Sedat Peker’in kardeşi Atilla Peker’in Kutlu Adalı cinayeti ile ilgili itirafları üzerine açıklamalarda bulundu.

Uğur Dündar’ın açıklamaları şu şekilde:
“Kamuoyu bu söyleyeceklerimi iyi dinlesin lütfen. Vereceğim bilgiler, özel bir istihbarat sonucu elde edilmiş bilgiler değil.

Açık istihbarat kaynaklarından ve bizim Susurluk Çetesi yargılanırken bulduğumuz belge ve ulaştığımız bilgilere dayalı hepsi yayınlanmış olan hususlar.
Ama analiz yeni. Parçaları bir araya getiriyoruz ve Puzzle’ı oluşturmaya gayret ediyoruz.
Atilla Peker, bugün savcılığa verdiği ifadesinde, Kuzey Kıbrıs’a Kutlu Adalı’ya suikast yapmaya giderlerken, Korkut Eken’in kendisine Jericho silah verdiğini, Kıbrıs’ta da Uzi suikast silahı verip onu nasıl kullanacağını ve susturucunun nasıl takılacağını anlattığını ifade ediyor.

Türkiye, Uzi ve Jericho silahları ile, Mehmet Ağar’ın Emniyet Genel Müdürlüğü yaptığı dönemde, Özel Harekat Dairesi’ni kurması ile tanıştı. Özel Harekat Daire Başkanvekili İbrahim Şahin idi.

Uzi ve Jericho silahların alınması için, örtülü ödenekten 25 milyon dolarlık bir tahsisat MİT’e havale edildi. MİT, EGM’ye aktardı. İsviçre’de faaliyet gösteren Ertaç Tinar isimli kişinin sahibi olduğu Hospro adlı şirket tarafından 20 adet Uzi ve 10 adet Jericho İbrahim Şahin’e teslim ediliyor. İbrahim Şahin ise bu silahları Korkut Eken’e veriyor.

Korkut Eken, bu silahlar ile yurt dışında terör örgütlerine yönelik bir takım eylemler gerçekleştireceğini ifade ediyor.

Gelelim Uzi silahları ile işlenen cinayetlere, İlki, 7 Temmuz 1996 akşamı KKTC’de Kutlu Adalı’nın hayatını kaybettiği suikast.

Yapılan otopside, Kıbrıs’da bulunmamasına karşın, silahtan çıkan merminin Uzi silahına ait olduğu tespit ediliyor.


İkincisi, 28 Temmuz 1996 gecesi “Kumarhaneler Kralı” olarak ünlenen ve pkk’ya haraç verdiği öne sürülen Ömer Lütfü Topal.


Dönemin başbakanı Tansu Çiller, yanılmıyorsam 3 Kasım 1993 günü İstanbul’da bir basın toplantısı düzenledi ve ellerinde pkk’ya haraç veren iş adamları ile sanatçıların listesinin bulunduğunu, onlardan hesap sorulacağını söylemişti.


İlk olarak 1996’da Behçet Cantürk, Sapanca’da şoförü ile birlikte infaz edilmiş olarak bulundu. Arkasından diğerleri geldi.

Bunların toplam sayısı 19


Ömer Lütfü Topal’ın suikastinde kullanılan silahlar Kalaşnikof idi. Ama, o suikast için gelen kişilerin kullandığı çalıntı otomobilin bagajında Uzi suikast silahı bulundu.

Uzi, Türkiye’ye ithal edilip satılan bir silah değil. Sadece Emniyet Genel Müdürlüğü için İsrail’den alınmış, Özel Harekat Dairesi’ne teslim edilmiş silahlar bunlar.

Arkasından, 3 Kasım 1996 akşamı 19.15 sularında, İzmir istikametinden gelip, İstanbul’a doğru ilerleyen, 06 AC 600 plakalı Mercedes otomobil Susurluk yakınlarında bir akaryakıt istasyonundan çıkan kamyonun altına girdi. Orada, aracı kullanan eski Özel Harekatçı, Emniyet Teşkilatı’nda adı efsaneleşmiş, terörle mücadelede çok büyük başarılar sağlamış ama o sırada Polis Okulu müdürü olan Hüseyin Kocadağ vefat etti. Yanında DYP Şanlıurfa Mv. Sedat Edip Bucak vardı, o yaralı olarak kurtuldu. Arka koltukta da Mehmet Özbay adlı bir kişi ve yanında Gonca Us adlı kadın arkadaşı… Kısa bir süre sonra, bize gelen bir bilgi ile Mehmet Özbay kimliğinin sahte olduğu, aslında o kimliği taşıyan kişinin Abdullah Çatlı olduğu öne sürüldü. Biz bu bilgiyi TV’de alt yazı olarak paylaştık, daha sonra da doğrulandı ve böylece büyük bir skandal ortaya çıktı.

Şimdi geliyorum üçüncü dikkat çekici noktaya, o otomobilin bagajında çeşitli silahlar bulundu. Bunlar arasında da Uzi suikast silahı vardı.

Şimdi toparlayalım, Uzileri kim teslim alıyor Özel Harekat Başkanvekili İbrahim Şahin’den? Korkut Eken. Niçin alıyor? Bir başka ülkede pkk terör örgütü ile mücadeleyi kapsayan eylemler için aldığını söylüyor. Ve, KKTC’de Kutlu Adalı, bir uzi silahtan çıkan kurşunlar ile hayatını kaybediyor. Bugün ise Atilla Peker, o Uzi silahının kendisine Korkut Eken tarafından verildiğini ifade ediyor.

Dönemin başbakanı Mesut Yılmaz, bu silahların bulunması ve olayın aydınlatılması için çok büyük gayretler sergiledi. Ama ne o faili meçhul cinayetler aydınlatabilindi, ne de Susurluk’un kayıp silahları tam olarak bulunabildi. Daha sonra 20 tane silah bulundu ama 10 Uzi hala kayıp.”

Haberi Paylaş >

Share on facebook
Facebook
Share on twitter
Twitter
Share on linkedin
LinkedIn
Share on whatsapp
WhatsApp
Share on print
Yazdır
Share on facebook
Share on twitter
Share on linkedin
Share on whatsapp

İLGİLİ HABERLER >

DİĞER HABERLER >

Ahmet Aslım

Ahmet Aslım

Memleketimize Yazılar

Barış Önel

Barış Önel

Memleketin Halleri

Cemre Gürdal

Cemre Gürdal

Dünya ve biz

Ceren Tüccaroğlu

Ceren Tüccaroğlu

Memleket Konuları

Damla Kodan

Damla Kodan

Memleket Günlükleri

Erol Ertugan

Erol Ertugan

Dıştan Bakış

Rabia Aslan

Rabia Aslan

Feminist Bakış

Hayri Samer

Hayri Samer

Memleket'te Haftsonu Seansı

Hilmi Arıca

Hilmi Arıca

Adalı Yazılar

Hamit Sakallı

Hamit Sakallı

Tribün Kıbrıs

Mert Akkaya

Mert Akkaya

Tarihsel Bakış

Merve Yiğiter

Merve Yiğiter

Toplumsal hak ve özgürlük

Tandoğan Yalkut

Tandoğan Yalkut

Memleket'te Ekonomi

Merve Soygazi

Merve Soygazi

Sosyal Medya ve İletişim

ANKET >

Anketler çok yakında güncellenecektir.