Tatar’dan BM Genel Sekreteri Guterres’e mektup

Okuma süresi: 3 dakika

Doğruyol, Cumhurbaşkanı Tatar’ın BM Genel Sekreteri Guterres’e mektup yolladığını açıkladı.

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Dr.Berna Çelik Doğruyol, Tatar’ın mektubunda, Cenevre’deki toplantıda, Kıbrıslı Rum lider Anastasiadis’in, tarihi gerçekleri çarpıtmakla kalmayıp, Kıbrıs adasında olası bir uzlaşının, işgal ettikleri Kıbrıs Cumhuriyeti’nin evrilmesi, Kıbrıslı Türklerin buna entegre olması ve Rum tarafını tatmin ettikleri ölçüde bir takım hak ve yetkilere sahip olmalarını içeren bir modelle mümkün olabileceğini söylemesinden duyduğu ciddi rahatsızlığı ifade ettiğini belirten Doğruyol, “Cumhurbaşkanımız, 1960 ortaklık Devleti’nin bağımsız ve eşit iki kurucu ortağı olduğunu, bunun her iki tarafın da kendi kaderini tayin etme iradesini kullanarak kurulduğunu, bu ortaklığın Aralık 1963’te Kıbrıslı Rumlar tarafından işgal edildiğini, uluslararası anlaşmalar ve Anayasa’ya aykırı değişikliklerle meşruiyetini yitirdiğini, ve tamamen bir Kıbrıs Rum yönetimine dönüştüğünü hatırlattı” dedi.

Doğruyol, Cumhurbaşkanı Tatar’ın, Kıbrıs Türk halkına hükmetmeyi amaçlayan, bu hukuki ihlal karşısında, ortaklık Cumhuriyetinden atılan Kıbrıslı Türkler’in, ihtiyaca binaen, adada onuruyla yaşamak için, özünde var olan kendi kaderlerini tayin etme hakkını kullandığını, bunun neticesinde Kıbrıs’ta ayrı ve bağımsız yönetimlerini kurduklarının altını çizdiğını söyledi. Tatar’ın mektubunda, bu gerçekler karşısında uluslararası toplumun, Kıbrıs Rum tarafının ortaklık devletini işgal etmesini meşru sayıp, iki taraf arasındaki eşit dengeyi oluşturan 1960 Anlaşmalarının tamamen çökmesine yol açtıklarını ifade ettiğini dile getiren Doğruyol açıklamasına şöyle devam etti:

“Cumhurbaşkanımız bozulan denge sonucu, Kıbrıs Rum tarafının kendi çıkarları doğrultusunda, ‘dayatılmış’ bir çözüme ulaşmak için Kıbrıslı Türklere karşı çağdışı ve haksız izolasyon ve kısıtlamaları bir araç olarak kullandığını belirterek, uluslararası toplumun buna göz yummasından duyduğu rahatsızlığı dile getirdi. Tatar, Kıbrıslı Türklere uygulanan bu kısıtlamaların, ekonomik ve sosyal hayatımızın gelişmesini engellemekle kalmayıp, Rum tarafının uzlaşmaz tavrını cesaretlendirdiğini ve bir uzlaşıya varılmasını engellediğini de belirtti. Cumhurbaşkanımız ayrıca, ‘Medeni’ dünyanın bize bu kısıtlamaların kaldırılabilmesi için bir anlaşma olması gerektiğini söylerken, yine aynı ‘Medeni’ dünyanın bizleri, baskı altında, uzlaşı süreçlerinde yer almaya mahkum ettiği çelişkisinin adil olmadığını söyledi.”

“Tatar, Kıbrıs Rum tarafının, müzakere süreçlerinde, kronikleşmiş olumsuz bir tavır sergilediğini, bu uzlaşmaz tavırlarının yakın geçmişte 2004 ‘Annan Planı’ ve 2017 Crans-Montana’da tescillendiğini, ve Rum liderliğinin türlü çözüm fırsatını engelleyen taraf olduğunun sabit olduğunu ifade etti. Bu şartlar altında, BM raporlarında da belirtildiği gibi, Kıbrıs Türk tarafına uygulanan temel hak ve özgürlüklerimize aykırı izolasyon ve kısıtlamaların dayanaksız ve adaletsiz olduğunu, bunların Halkımızın gelişmesini engellediğini bilhassa vurguladı. “

“Cumhurbaşkanı, mektubunda, Crans-Montana sonrası Guterres’in ‘bu sefer farklı olmak zorundadır’ çağrısını dikkate alarak, Cenevre’ye yapıcı ve yeni bir vizyonla gittiğimizi, bu vizyon çerçevesinde Kıbrıs’ta barış ve eşitlik içinde yaşamanın mümkün olacağı önerilerilerin yapıldığını, dolayısıyla müzakereler tarihinde mevcut şartlara ve gerçeklere uygun yeni bir sayfa açtığımızı vurguladı.  Cumhurbaşkanımız ayrıca, Genel Sekreter’in iki taraf arasında muhtemel uzlaşı modelinin ‘aşağıdan yukarıya’ olması gerektiği yaklaşımına katıldığını, bu yaklaşımın Kıbrıs’taki iki halkın ayrı ayrı eşit egemenliğe sahip olduğu gerçeği ile örtüştüğünü, ve gelinen aşamada geçmişte başarısızlıkla sonuçlanan tüketilmiş modeli geride bırakarak yeni bir zeminden hareket etmemiz gerektiğini vurguladı.”

Cumhurbaşkanının, masaya getirdiği önerilere atıfta bulunarak, “Kıbrıs Adası’nda kalıcı, adil ve sürdürülebilir bir uzlaşı sağlamak için tarafların değiştirilemez ‘eşitlik’ prensibiyle egemen eşit ve eşit uluslaraarası statüye sahip olduğunun güvence altına alınması gerektiğini ve resmi müzakerelerin ancak bunun sağlanması halinde başlayabileceğini ifade etti. “

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, “egemenliğimizin ve eşitliğimizin tartışmaya veya müzakereye açık bir konu olmadığını vurgulayarak, resmi müzakerelerin ancak egemen eşitliğimizin ve eşit uluslararası statümüzün güvence altına alınıp eşit şartların oluşturulmasıyla başlayabileceğini ve bunun da bir zaman takvimi içerisinde olabileceğini belirtti.”

Haberi Paylaş >

Share on facebook
Facebook
Share on twitter
Twitter
Share on linkedin
LinkedIn
Share on whatsapp
WhatsApp
Share on print
Yazdır
Share on facebook
Share on twitter
Share on linkedin
Share on whatsapp

İLGİLİ HABERLER >

DİĞER HABERLER >

Ahmet Aslım

Ahmet Aslım

Memleketimize Yazılar

Barış Önel

Barış Önel

Memleketin Halleri

Cemre Gürdal

Cemre Gürdal

Dünya ve biz

Ceren Tüccaroğlu

Ceren Tüccaroğlu

Memleket Konuları

Damla Kodan

Damla Kodan

Memleket Günlükleri

Erol Ertugan

Erol Ertugan

Dıştan Bakış

Rabia Aslan

Rabia Aslan

Feminist Bakış

Hayri Samer

Hayri Samer

Memleket'te Haftsonu Seansı

Hilmi Arıca

Hilmi Arıca

Adalı Yazılar

Hamit Sakallı

Hamit Sakallı

Tribün Kıbrıs

Mert Akkaya

Mert Akkaya

Tarihsel Bakış

Merve Yiğiter

Merve Yiğiter

Toplumsal hak ve özgürlük

Tandoğan Yalkut

Tandoğan Yalkut

Memleket'te Ekonomi

Merve Soygazi

Merve Soygazi

Sosyal Medya ve İletişim

ANKET >

Anketler çok yakında güncellenecektir.