Halkın Partisi Milletvekili Jale Refik Rogers, bir aylık bir kapanmanın ardından başlayan yeni açılım sürecinin sürdürülebilir olması için bireylerin maske-mesafe-hijyen kurallarına devam etmesi, Sağlık Bakanlığı’nın da denetimlerin ağırlığını hissettirmesi gerektiğini söyledi.
HP’den yapılan açıklamaya göre, bir televizyon programına katılarak açıklamalarda bulunan Rogers, mümkün olduğunca rastgele testlerin sayısının artırılması gerektiğini belirterek yeniden kapanma yaşanmaması için herkese görev düştüğünü ifade etti. Rogers şu ifadeleri kullandı:
“Yeni bir açılım sürecindeyiz ve bu bir ay içerisinde yerel vakalarda yine artışlar görülmeye başlandı. 30’lu 40’lı sayıları gördüğümüz bir noktadayız. Bununla beraber kaynağı belli olmayan vakalarda da artış görüyoruz. Bu da aslında virüsün ülkede dolaşıyor olduğunun ve tespit edilmeyen çok sayıda vaka olduğunun da sinyali. Dolayısıyla en başından beri söylediğimiz gibi; Sağlık Bakanlığı’nın yapması gereken süreç içinde rastgele testleri mümkün olduğunca artırmak. Test sayısını ne kadar artırabilir, o oranda pozitif vakaları saptayabilir ve izole edebilirsek bu salgının hızla yayılmasını da önleyebiliriz. Bu yöntemle asemptomatik kişilerin tespit edilmesi ve virüsü yaymasını engellemek de mümkün olacaktır.
Bakanlığın en önemli görevlerinden biri budur. Yayılımın engellenmesi için, ülke olarak denetimin ağırlığını hissetmemiz de önemli. Bir sene geçti ve bu süreçte herkes biraz da yoruldu. Normal bir zamanda değiliz, yeni normal bir süreçteyiz. Açılımın da sürdürülebilir olması açısından da denetim büyük önem taşıyor. Vakaların artışıyla yeniden kapanma noktasına gelmek istemiyorsak maske-mesafe-hijyen kurallarına uymamız gerekiyor. Açılım sürecini kesintisiz devam ettirebilmek için bu şarttır. Bir yandan bakanlığa düşen görevler var bir yandan da bireyler olarak bizlere düşen görevler var.”
“Aşıyla ilgili geçtiğimiz dönemde üzülerek gördük ki bazı adaletsizlikler yaşandı” diyen HP Milletvekili Jale Refik Rogers, kimin sesi çok çıktıysa, o kesimin aşılandığını belirtti.
Sağlık Bakanlığı’nın Avrupa Birliği yetkilileriyle birlikte hazırladığı bir aşı planı olduğunu kaydeden Rogers, bu plana uyulmasının çok önemli olduğunu söyledi.
“Vaka sayılarına baktığımızda en fazla vaka 20’li 30’lu yaşlarda görülürken ölümler genelde 50 ve 60 yaş üstü kişilerde görüldü. Bu grup yaşı daha büyük olan ve kronik hastalıkları bulunan kişilerdi. Dünyada da durum aynı şekilde. Dolayısıyla tüm dünyada hedef önce yaşlıları ve kronik hastaları aşılamak. Belli sektörlerden, kesimlerden gelen taleplerle 18-20 yaşında üniversiteye gidecek kişiler aşılandı. Oysa bu grup hastalığı en az riskli hatta asemptomatik geçiren gruptur. Sağlık Bakanlığı’nın bundan sonraki süreçte esas hedef kitleyi aşılaması kritik önem taşıyor. Aşı hasta olmamızı engellemiyor, hastalığı ağır geçirmemizi engelliyor. Hastanede yaşanan bulaşta da gördük. Pozitif olan hemşire ve hekim arkadaşlarımız, çift aşısını yaptırmış kişiler. Tabii aşı yaptırmak bize virüsün bulaşmayacağı anlamına gelmediği gibi bulaştırmayacağımız anlamına da gelmiyor. Gelen verilere göre; bulaşıcılığı azaltsa bile tam olarak engellemediği görülüyor.”
Yaşlılar ve kronik hastaların aşılanmasının ardından daha kalabalık ortamlarda çalışılan riskli sektörlerde çalışanların aşılanması gerektiğine vurgu yapan HP Milletvekili, bunu yaparken de yine yaş kriterinin ve kronik hastalıkların öncelikli tutulması gerektiğinin altını çizdi:
Rogers, şu ifadeleri kullandı:
“Turizm sektöründe de eğitimde de insan hareketinin çok olduğu devlet dairelerinde de aşılanma tabii ki öncelikli olmalı ama aşılama kronik hastalığı bulunan ve yaşı büyük olanlardan başlamalı. Gönül isterdi ki; yeterli aşımız olsun İsrail gibi yaygın bir biçimde aşılamamızı yapalım ama öyle bir şey çok mümkün değil. Dünya geneline baktığımızda da aşı temin etmenin o kadar kolay olmadığını görüyoruz. Aşılama toplumsal bağışıklık oranına ulaştığında artık virüsün sirkülasyonu azalacak. Bu da bizim aşı olmadan da hasta olmamızı engelleyen bir unsur olacak. Nihai hedef de budur.”