Lefkoşa Surlariçi’nin sevilen esnaflarından, Barasta Cafe/Bar’ın işletmecisi Kemal Gülercan Memleket Gazetesi’ne konuşarak gündemi değerlendirdi.
Memleket Gazetesi muhabiri: İşletmenizin Bakanlar Kurulu’nun aldığı kapatma kararı sonrası harcamalarını nasıl karşıladınız? Kademeli açılmada paket servis yapılabildiniz mi? Hayır ise nedeni?
Kemal Gülercan: Kapanma sonrası ve öncesi yaşanan gelişmeler fırtına öncesi sessizlik gibiydi. Aralık ve Ocak aylarında zaten %50 ye varan iş düşüşü olmuş, çoğunluğu part-time çalışan ekibimize eşit şekilde program yaparak herkesin olabildiğince eşit gelir elde etmesini sağlamıştık, ne yazık ki kapanma ile birlikte 40 gündür gelir elde edemeyen çalışanlarımız mevcuttur. Buna kendim de dahil. Firma olarak önceden planlanan ödemeler haricî, ekstra bir harcama yapılmadı. Zaten sektörün durumu ortada nasıl yapılacaktı!
Paket servis ile ilgili ise ciddi yatırım gerekli, paket servis için araç, ekstra personel, ekipman gerek bunlar zaten yatırım maliyeti yüksek olan bir durum. Ne yazık ki cafe-bar-restoran gibi işletmelerinin bir anda paket servise girmesi mümkün değildir. Ciddi alt yapı çalışması ile birlikte ciddi bir de reklam bütçesi gerek. Kaldı ki pandemi dönemi sürekli zarar ile geçiyor ve destek olmadığından yatırım da yapmak zorlaşıyor. Yapanlar ise ilk başlayıp sonrasında durdurma kararı aldılar, zaten insanların cebindeki son paralarını da paket yemeklere harcamama gibi bir durum söz konusu. Bu sebeplerle bizler de gerçekleştirmedik.
Memleket Gazetesi muhabiri Kapanma sürecinde kira ödeyebildiniz mi, çalışanlarınıza maaş verebildiniz mi? Siz ne ile geçindiniz?
Kemal Gülercan: İşletmemizin kirası yok, fakat olsaydı da ödemeyecektik. Yanımızda 10 un üzerinde kişi çalışmakta ve bu süreçte çalışanlarımıza da gerekli desteği verememiş olmanın derin üzüntüsünü yaşıyoruz. Tabi ki asgarî ücretin yükselmesini açıldığımız ilk günden maaşlara yansıtacak olsak da, en kısa zamanda geriye dönük gereken desteği vermeye çalışacağız. Yeter ki normalleşme sürecine girelim. Her zaman çalışanını kollayan, işçinin yanında olan bir vizyon ile yol kat ettik.
Ne ile geçindiğimize gelince, Devletten bir ümit destek yatırımlarını yaparlar diye düşündük fakat, onlar bütçe yaratmakla, saraylar yapmakla uğraşıyorlar bu aralar. Minimum harcama ile her şeyden kısarak idare ettik diyelim. Kumbarayı açtık ne çıktıysa onunla idare ettik…
Bu ülkeye yatırım yaparak bu topraklarda tutunmaya çalışan yüzlerce, binlerce gençten biriyim. Arasta sokak, gece yürüyemeyecek kadar karanlık ve tenha iken. Ata malına yatırım yaparak çok ciddî bir değişim sağlandı Barasta ile bölgemizde. Bölgeye ilk yatırım yapan öncülerden olduk. Fakat gerek geçiş kapılarının kapanması gerekse gerekli desteği görememek ümitsizliğe ve bunalıma sebep veriyor. Şu an eğlence sektöründe çalışan yüzlerce genç, tıpkı benim gibi açacağımız günü bekliyorlar çünkü kumbarada da bir şey kalmadı.
Memleket Gazetesi muhabiri: Kapanma döneminde devletten herhangi bir destek aldınız mı?
Kemal Gülercan: Geçen sene tam 70 gün işletmelerimiz kapalı kaldı, sadece 1500₺ destek verildi çalışanlara. Ardından turizm sektörüne destek dediler, gerek AB’den gelen gerekse Hükumetin destek paketlerinin hiç birinden yararlanamadık işletme olarak. Sebebi ise 5 çalışandan fazla kişinin çalışıyor oluşuydu. Yeni kapanma sürecinde 35 günü geçti halen herhangi bir destek göremedik.
Çok çalışanı olan işletmeler aç kalsın gibi bir mantalite var sanırım.
Memleket Gazetesi muhabiri: Açılım sürecinde tekrar kapanma olmasından korkuyor musunuz? Böyle bir şeye hazırlığınız var mı?
Kemal Gülercan: Bu geçtiğimiz pandemi sürecinde 2 tam kapanma süreci yaşadık. İlk kapanmada ne olduğunu bile anlayamadık. Evlere kapanıp sadece bekledik.
1 Temmuzda karantinasız girişlerin başlamasıyla vakalar da çıkmaya başladı ve tüm sektörde kademeli olarak işlerde düşüşler başladı. Buna ek olarak, Eylül ayında vakaların yükselmesi, bizlere kısmi kapanma yaşattı ve işletmeler hiç kar gütmeden, sermayeden yiyerek geçirdi. Aralık ve Ocak ayları ise bundan farksız değildi ve hemen ardından ise 35 günü geçen bir kapanma daha yaşadık. Eğer ciddi ekonomik tedbirler alınarak süreç yönetilemez ve yine bir kapanmaya gidilirse bunu ne toplum, ne işletmeler kaldıramaz. Bundan tek karlı çıkan bankalar, zararı ise faiz üstüne faiz ödemek zorunda kalan, geçinebilmek için kredi çeken bireyler ve işletmeler olur. Düşünün ki yılın 3’te 1’inden fazla bir süre aslında gelir elde edilmedi.
Kendimizce bu süreci tedbirli geçirmiş olsak da ne yazık ki sektörümüz dibi görmüş durumdadır ve bundan daha ötesi de yoktur. Ciddi geçim sıkıntıları, sistemsizlik işletmeleri ve doğal olarak insanları açlığa itiyor. Bu herhangi bir işletmenin iyi bir programı veya hazırlığı olmasıyla alakalı değil, hepimiz bir zincirin halkalarıyız ve zincir koptuğu gün, çarkın dişleri kırıldığı gün herkesi etkileyen bir noktada oluruz. Tamamen bireysel değil toplumsal düşünerek adım atmalı, ona göre plânlamamalıyız. Kısacası bir kapanmaya daha bırakın hazırlığı, düşüncesi bile söz konusu değil!